Öztrak: “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı Tarafsızlık Yemini’ne ihanet eden değil, Yeminine Sadık Cumhurbaşkanı olacaktır.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, ‘tarafsızlık yeminine ihanet etmeyen, yeminine sadık’ bir Cumhurbaşkanı olacaktır. O, ‘sadakati değil, fiyatları hak eden’ bir Başkan olacak. Devleti bilen, hırslarını ve egosunu yenmiş, milletin kendisine verdiği büyük yetkiyi Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak için kullanacak Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yepyeni ve Güçlü Parlamenter Sistemi getirecektir. Bilge bir insan olacak. Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı Altı Tablo’nun belirleyeceği aday olacak.” dedi.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak bugün MYK gündemiyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Öztrak dedi ki:
“ARTIK YENİ BİR DÖNEMİN BAŞINDAYIZ”
“Önümüzdeki yıl öyle sıradan bir yıl değil. 2023 bu ülkenin vatandaşları için çok özel ve anlamlı bir yıl. 2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılı. Şimdi Cumhuriyetimizin birinci asrını tamamlıyoruz. Açılışını yapıyoruz. 2. asra açılan kapı, artık yeni bir çağın başlangıcındayız. 2023, 2023 yılında partimizin 100. yılını kutlayacak ve aziz milletimizin teveccühü ile iktidar olarak 100. yılımıza gireceğiz. Parti.
Dört yıl önce, Incredible State altında korkunç tek adam hükümet sistemi ulusa empoze edildi. ‘Her derde deva’ olarak getirilen sistem istişareyi bitirerek Gazi Meclisimizi etkisiz hale getirdi. Devletin adalet direğini yıktı. İktidar vasıflarını kaybeden AK Parti Genel Başkanı ve çetesi, metal yorgunu, kibirli, her şeyi bildiğini sanan, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan, milletimize verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı. Ziya Paşa ne demişti: ‘Tören iştir, sözün önemi yoktur. Kişinin görünen mertebesi, yaptığı iştedir.’
“AK PARTİ BAŞKANIMIZ 2021 YILINDA PARAMIZI ÖZ MENKUL EKONOMİ POLİTİKALARIYLA PAYLAŞTI”
AK Parti Genel Başkanı 2021’de kendi kendini atadı ekonomi Politikalarıyla paramıza damga vurdu. Pahalılığı canlandırdı. Sonra çıkıp ‘Kur düşecek, faiz de düşecek… 2022 en parlak yılımız olacak’ sözü verdi. Ancak atanan Hazine ve Maliye Bakanı; ‘2022 en kötü yıl olarak tarihe geçti’ dedi. Yıl sona ererken sarayın beceriksizliğini ortaya çıkardı. Paramız dünyanın en çok değer kaybeden para birimlerinden biri haline geldi. Buna rağmen 2022’ye girerken 12 aylık dış ticaret açığı 46 milyar dolardı. Yıl sonunda 107 milyar dolara sıçradı. Son 10 yılın rekorunu kırdı. Ülkenin döviz bilançosunu gösteren cari istikrar açığı 7 milyar dolardan 43 milyar dolara çıktı. Bir yılda ikiye katlandı. 2022 yılına girerken Hazine’nin ödeyeceği toplam iç borç faizi 795 milyar liraydı. Bugün 2 trilyon 570 milyar liraya ulaştı. Yüzde 223 arttı. 2022’nin başında 200 lira olan elektrik faturası yıl sonunda 402 liraya yükseldi. Bin liradan gelen doğalgaz faturası yıl sonunda 2 bin 611 liraya sıçradı.
Çiftçi geçen yıl traktörünün deposunu bin 327 liraya dolduruyordu. Şimdi bire bir depoyu doldurmak için 2 bin 556 lira ödüyor. Geçen yıl 680 liraya dolan otomobil deposu şimdi 1,35 liraya doldu. Ülkeyi yönetemeyen beceriksiz iktidar, ülkemizi üretici enflasyonunda dünya birincisi, gıda enflasyonunda dünya dördüncüsü, tüketici enflasyonunda dünya altıncısı yaptı. Milletimizi hayat pahalılığının altında ezdi.
“2023 YILINA YAĞMURLARIYLA GİRİYORUZ”
2023 yılına zam yağmuru ile giriyoruz. 2022 yılına fahiş elektrik ve doğalgaz zamlarıyla uyandık. 2023 yılına yüzde 84 gibi fahiş bir doğalgaz servis ücreti artışı ile giriyoruz. Garip tek adam hükümet sistemi; 2022’de yama, boya işiyle ekonomiyi elinden almaya çalıştı. Ancak patlama tüpü yaması, metal yorgun gövde boyası dayanamadı. Piyasa ekonomisi gitti, komuta ekonomisi geldi.
2022’de sadece ekonomik kriz değil, devletteki idari kriz de zirveye ulaştı. 2022’de ‘Ucube Tek Adam Hükümet Sistemi’ kablolu hale getirildi. Organize Sanayi Bölgelerinin elektriğini 3 gün kestiler. Doğal gaz arzında yüzde 40 indirime gittiler. İhracatçıların döviz gelirlerinin önce yüzde 25’ine, ardından yüzde 40’ına el koydular.
“2022 YILINDA ŞİMDİYE KADAR HİÇ GÖRMEDİĞİMİZ ÇOK FAZLA BAŞARISIZLIK YAŞADIK”
Bakan Yardımcıları ve Merkez Bankası Başkan Yardımcıları artık banka kredilerinin nerelerde kullanılacağını telefon talimatıyla belirliyor. 2022 yılında bugüne kadar yaşamadığımız birçok tuhaflık yaşadık. İstanbul kar altında kaldı. İstanbul Havalimanı’na inemeyen İçişleri ve Ulaştırma Bakanları, katlettikleri Atatürk Havalimanı’na indi. Karda Atatürk Havalimanı’na sığınanlar, kuzeyimizde savaş çıkınca ses çıkarmadıkları Montrö’ye sığındılar. Sıkıştıklarında Montrö’ye sığınanlar, Montrö’yü savunan emekli amiralleri hapse atma girişiminden uzak durmadı. 21’inci yüzyılda, 2022’nin başında kışın Isparta’nın tamamını dört gün karlara gömdüler. Bir vatandaşımız soğukta donarak hayatını kaybetti.
Ocak ayında ödedikleri asgari ücret şubat ayında açlık sınırının altına düştü. Tarım Bakanı görevinden alındı. Venezuela’da atanan Bakan, ‘Hayvanlarımızı pizzacıdan pizza, hamburgerciden hamburger ısmarladıkları gibi biz de dışarıdan alıp besliyoruz’ dedi. Bu ülkede tarımı nasıl batırdıklarını dünyaya itiraf etti. Erdoğan’ın aç yattığı milletimize; Manda yoğurdu gerçekten çok kaliteli. İçine Medine hurması doğradım. İçine bir çay kaşığı kestane balı ve yulaf ezmesi atıyorum. ‘Yerlere sereceğim’ diyerek şifalı tarifler verdi. Umutlarını çaldığı gençlerimizin karşısına çıktı; ‘Aromalı kahve içip dünyayı gezmeyi’ tavsiye etti.
“2022 YILINDA ÇOCUKLARIMIZIN, GENÇLERİMİZ BU DOLANDIRICI REJİMİNİN ELİNDE OLACAK”
2022 yılında çocuklarımız ve gençlerimiz bu canavarca rejim tarafından sahipsiz bırakıldı. Sene başında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, cemaat yurdunda gördüğü baskılar nedeniyle intihar etti. Yıl sonunda 6 yaşındaki bir kız çocuğuna evlilik kisvesi altında yıllarca sistematik tecavüze uğradığı ortaya çıktı. Çocuğu korumakla görevli bakanların iki yıl boyunca üç maymunu oynadığı ortaya çıktı. 2022’de KPSS’yi iptal ettiler. ÖSYM Başkanını görevden aldılar. Getirdikleri ucube sistemde ‘hızlı karar vereceğiz’ diyerek sınava bile giremediler. Randevularını da karıştırdılar. Son olarak Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi’ne atanacak rektör Sütçü İmam’a atandı. Sonra Resmi Gazete’de ‘pardon’ diyerek düzeltme yaptılar.
2022’de doların yeşili için ön tükürüklerini yalamak zorunda kaldılar. 15 Temmuz’un finansörü dedikleri Birleşik Arap Emirlikleri’nin ayağına koştular. ‘Birleşik Arap Emirlikleri önümüzde diz çöktü’ dedi. Görevinden affedildiler. Kaşıkçı dava dosyasını Suudi Arabistan’a sattılar. ‘Katil Sisi’ dedikleri Mısır Cumhurbaşkanı’nın elini tuttular. Birkaç dolar için dört parmağını karelere sokup ceplerine sokuyorlar.
2022 yılında bu canavarca rejimin elinden acımız, gözyaşımız eksik olmadı. Gaziantep ve Derik’te korkunç trafik kazalarında 35 canımızı kaybettik. Ekonomik kriz eski kamyon lastiklerini ezdi. Yollarımızda trafik güvenliği yok. Amasra’daki maden faciasında 42 madencimizi körü körüne kaybettik. Sayıştay’ın felaket öncesi uyarıda bulunduğu ancak uyarılarına uyulmadığı anlaşıldı. Beyoğlu’nda bomba patladı. Hain terör 6 vatandaşımızı elimizden aldı. Atanan İçişleri Bakanı ‘Amerika’nın taziyelerini kabul etmiyorum’ dedi. Kendisini oraya atayan Erdoğan, taziyeler için Amerika’ya teşekkür etti.
“2022’DE DEVLETİN ADALET DİREĞİNİ KIRDILAR”
2022’de devletin adalet direğini tamamen yıktılar. ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ diyenler, İstanbul’un kaybını hiç hazmedemediler. Vesayetlerine aldıkları hakimler aracılığıyla önce İstanbul İl Başkanımıza haksız ve hukuksuz bir siyaset yasağı getirdiler. Ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni çökertmek için, Belediye Başkanımız hakkında gezici hakimlere haksız ve hukuksuz bir karar aldırdılar. Bu da yetmeyince İçişleri Bakanı eliyle yeni kumpasların düğmesine bastılar.
Bir ülke ya bilimle yönetilir ya da gaddarlıkla. Zulme uğramaya çalışanların akıbeti çok kötü olacaktır. Erdoğan’ın ülkemizi bilimle değil, zulümle yönetmeye çalıştığı ama başaramadığı artık anlaşıldı. Erdoğan’ın elinde bilim olsaydı, diline ‘2023 hedefleri’ dediği millete verdiği söz ve taahhütleri 11 yıl boyunca yerine getirirdi. Ama verdiği her sözü yerine getiremedi. 11 yıl önce millete söz verdi. 2023 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyüklüğü bakımından dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alacağız” dedi. Bugün bırakın ilk 10 ekonominin arasına girmek şöyle dursun, 1990’dan beri içinde bulunduğumuz ilk 20 ekonomiden düşme noktasına geldik.
“ERDOĞAN SÖZÜNÜN YARISINI BİLE TUTMADI”
‘2023’te milletin toplam gelirini en az 2 trilyon dolara çıkaracağız’ dedi. Ancak bu ay kabul ettikleri bütçede “2023’ün milli geliri 867 milyar dolar olacak” diyorlar. Hadi ama, bu dünyada bir salgın. Rusya Ukrayna’yı işgal etti. Küresel tedarik zincirleri parçalandı. Bütün bunların sonucunda milli gelirimiz 2 trilyon dolar değil, 1 trilyon 900 milyar dolar olmalı. 1 trilyon 800 milyar doları bulalım. Peki 2 trilyon dolar ve 867 milyar dolar nerede? Erdoğan sözünün yarısını bile tutamadı.
Erdoğan 2023’te kişi başı gelirimizi 25 bin dolara çıkarma sözü verdi. 2011’de bu sözü millete verdiğinde Türkiye’de kişi başına düşen gelir 11 bin 289 dolardı. İmzaladığı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda ‘2023’te kişi başına düşen gelir 10 bin 71 dolar olacak’ diyor. Hatta 2011 gelirinin de arkasına almış milleti. 2011 yılından bu yana milletin geliri yerine sadece Saray ve şirketinin geliri arttı. Yine ‘işsizliği yüzde 5’e indireceğim’ dedi. Şimdi ‘yüzde 10’un altına inmez’ diyor. İhracat enflasyona yönelik vaatlerinde hep aynı olmuştur. Millete verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı. Söz verdiğinin yarısına bile ulaşmadı. Bu masa; Beceriksizlik, beceriksizlik ve siyasi iflas kararıdır.
“1993’TEN BU YANA DIŞ HAT UÇUŞLARININ YAPILDIĞI ERZURUM HAVALİMANI, ‘YAPTIM’ GİBİ MÜLKİYETLİDİR”
Millete verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen küstah Saray, hafta sonu Erzurum’da çıktı: ’20 yıldır sözümüzü tutan, her sözü yerine getiren, her vizyonu gerçekleştiren, her projeyi inşa eden bir ekibiz’ . Ve ekledi, ‘Bizde saçmalık yok.’ Sanırım ‘Sözsüz sözümüz olmaz’ demek istedi. 1993 yılından bu yana uluslararası uçuşların yapıldığı Erzurum Havalimanı’nı ‘ben yaptım’ diye sahiplendi. Erzurumlu Teyo Pehlivan’a rahmet okuttu. Erdoğan’ın ‘Biz yalan söylemeyiz’ sözünü en başta EYT’lilere havale ediyoruz. ‘Aralık başı, Aralık sonu inşallah maşallah’ deyince Meclis’i tatil ettiler. Şimdi çıktılar, ‘EYT’de yaş aralığı mümkün’ diyorlar. Ne diyelim? Yalan söylemek ve sözünü tutmamak münafıklık alametidir. ‘Konuştuğu zaman böbürlenen, konuşurken sözünde durmayan, kendisine emanet olunduğu halde hıyanet eden münafıklık yapar.
Koltuğu kaybetmekten korkan Erdoğan yeniden Erzurum’da; Amaç Erdoğan’ı ve Cumhur İttifakını devirmek. Yerine ne koyacaklar belli değil. Haydi, bunu başardıklarında ne yapacaklar? Bizim yaptıklarımızı yok edecekler’ dedi. İyi ki Erdoğan sandıkta eleneceğini artık anlamış durumda. Milletin yerine ne koyacağını da gördü. Ama bu ‘yıkma, yakma işi’ nedir anlamadık. Yıkmak için değil inşa etmek için buradayız. Taş üstüne taş koymaya geliyoruz.
“ÖNCE SAĞLIKTAN SONRA ÜLKEMİZE SAĞLIK GETİRMEK İÇİN GELİYORUZ”
Geldiğinden beri ne yapacağımızı merak ediyordu. Bir seçmen olarak bunu öğrenmek onun hakkı. açıklayalım. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ülkemizi önce rahata, sonra refaha kavuşturmaya geliyoruz. Kısa bir süre sonra çökerttikleri devlet yönetimini yeniden ayağa kaldıracağız. Yepyeni kurumlar inşa edeceğiz. Ekonomide birincilerin sarayının yarattığı ‘belirsizlik çarkını’ kıracağız. Böyle yaparak; Merkez Bankası’nın başına da tüm dünyanın saygı duyduğu bir isim atayacağız. Merkez Bankası’nın amacı ‘enflasyonu kalıcı olarak düşük tek haneye indirmek’ olacak. Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını sağlayacağız.
2023 Bütçesini ekonomik öncelikleri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurarak yeniden yapacağız. Gösteriş ve israfa son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı makamını ait olduğu Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız. Yapılacak tasarrufla ekonomik krizin ezdiği kırılgan kesimlere destek olacağız. Mali Kural uygulamasını başlatacağız. Bütçe birliğini bozan uygulamalara son vereceğiz. Kamu Özel Ortaklığı Projeleri başta olmak üzere devletin tüm şartlı yükümlülüklerini Durum ve Hasar Tespit Komisyonu aracılığıyla ortaya koyacağız. Bu hızlı adımlarla ekonomideki öngörülebilirliği artıracak ve kısa sürede makroekonomik istikrarı sağlayacağız.
‘Özgürlüğe’ ulaşmak için iki değerli çıpa daha kullanacağız: Güçlü Türkiye Güçlü Avrupa’dır. Türkiye’nin geleceği demokratik, düzenlenmiş bir dünyadadır. Avrupa Birliği üyelik müzakerelerini yeniden canlandıracağız. Bu bağlamda öncelikle ’23. Yargı ve Temel Haklar faslının gereklerini hızla tamamlayacağız. Bu fasılda da AB’den siyasi ambargoyu derhal kaldırmasını isteyeceğiz. İkinci çıpamız ise hızla hayata geçireceğimiz ‘Yeni Nesil Kalkınma Stratejimiz’ olacak. BT; Ülkemizi canlandıracak. Aynı zamanda ‘kalıcı refah’ elde etmemizin de önünü açacaktır.
“STRATEJİMİZİ DÖRT SÜTUN ÜZERİNDE KURDUK”
Stratejimizi dört ayak üzerine kurduk: Demokrasisi, kurumları ve kuralları güçlü Türkiye; Rekabetçi, Üreterek Zenginleşen, Servetini Adil Paylaşan, Temiz ve Yeşil bir Türkiye. “Kurallara ihtiyacımız var, krallara değil.” Türkiye’de Güçlü Kurumlar ve Kurallar; ‘Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem’ olacak. Başkan 85 milyonu kucaklayacak. Herkes Başkan olacak. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak. ‘Üstlerin hukuku’ değil, ‘hukuk devleti’ olacak. Başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumların araç bağımsızlığını yasal olarak garanti altına alacağız. Kamu İhale Kanununu uluslararası normlara uygun olarak yenileyeceğiz. İhalelerde şeffaflık ve rekabeti sağlayacağız. Devlette sadakate göre değil, liyakat esasına göre atamalar yapacağız. Nepotizme son vereceğiz. Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkaracağız, siyasetin prestijini koruyacağız. Kara paraya sıfır tolerans göstereceğiz. Türkiye’yi Mali Eylem Görev Gücü’nün Gri Listesi’nden çıkaracağız.
“STRATEJİMİZİN İKİNCİ AYAĞI ÜRETİMLE ZENGİNLEŞEN, REKABETÇİ BİR TÜRKİYE”
Stratejimizin ikinci sütununda; Rekabetçi, üreterek zenginleşen bir Türkiye var. İlk iş; Küresel, bölgesel ve yerel kalkınma dinamiklerini izleyen, ekonomideki oyunculara ufuk açan özel bir departman ile yeni iş birliği modellerine öncülük eden Strateji ve Planlama Teşkilatını kuracağız. Üreterek zenginleşen rekabetçi bir Türkiye’de; Endüstri 4.0 dinamikleri ile Dijital Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm ışığında sektörümüzün yüksek teknolojili, katma maliyetli bir yapıya dönüşmesine destek olacağız. Bu çerçevede Üniversite-Sanayi-Sivil Toplum-Kamu İşbirliği Modellerini en aktif şekilde kullanacağız. Çocuklarımızı ekonominin ve çağın gerektirdiği becerilerle donatacağız. Eğitimde niceliğe değil niteliğe odaklanacağız. Üniversitelerimizde bilimsel özgürlük ve özerkliği sağlayacağız. İnternete erişimi özgürleştireceğiz. İllerimizin veri iletim altyapısını güçlendireceğiz. Ar-Ge faaliyetlerini destekleyen kurumsal yapıyı güçlendireceğiz. Girişimi destekleyen finansal enstrümanları çeşitlendireceğiz. Yeşil yatırımların ve sürdürülebilirlik projelerinin finansmana erişimini kolaylaştıracağız. Fin-Singles ve dijital ödeme sistemlerini yaygınlaştıracağız.
“TÜRKİYE VARLIĞINI ADİL PAYLAŞIYOR”
Gelelim stratejimizin üçüncü ayağına: Türkiye Servetini Adil Paylaşıyor. Bizim yönetimimizde ülkemizde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Aile Yardımı Sigortası ile her aileye asgari bir gelir sağlayacağız. Kayıt dışılığı azaltarak vergi tabanını genişleteceğiz. Vergi yükünü adil bir şekilde dağıtacağız. Doğrudan vergilere dayalı dolaylı vergilerin yükünü azaltan bir vergi yapısı oluşturacağız. Sendikalaşmanın ve örgütlü toplumun önünü açacağız. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacağız. Kadınların iş hayatına katılımının önündeki engelleri kaldıracağız. Kadının toplumsal hayattaki konumunu güçlendireceğiz. Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans göstereceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden uygulayacağız. Kısıtlı kamu kaynaklarını ‘Kanal İstanbul’ gibi kiralık projeler için kullanmayacağız. Başta GAP, DAP, KOP ve DOKAP olmak üzere kaynaklarımızı bölgesel ekonomik gelişmişlik farklarını azaltacak projelerde kullanacağız.
“STRATEJİMİZİN SON DİREĞİ: TEMİZ, YEŞİL TÜRKİYE”
Ve stratejimizin son sütunu; Pak, Yeşil Türkiye. Ekolojik krizin tüm paydaşlarıyla birlikte toplumsal uzlaşma yoluyla Karbonsuzlaştırma Stratejisi ve Yeşil Uzlaşı’yı oluşturacağız. Döngüsel ekonominin olanaklarından tam olarak yararlanacağız. Çevresel çalışmalar ve sürdürülebilir üretim için özel finansman prosedürleri geliştireceğiz. Yeni Nesil Kalkınma Stratejimiz ile Türkiye’nin geleceğine ve potansiyeline güvenen ucuz ve temiz fonlar ülkemize akacak. Kalkınma için finansman daha ucuz ve daha rahat hale gelecektir. Türkiye hızla büyüyen yeşil fonlardan ve sürdürülebilirlik fonlarından hak ettiği payı alacaktır.
“2030’a kadar kişi başı gelirimizi 20 bin doların üzerine çıkaracağız”
2030 yılına geldiğimizde; Kişi başı gelirimizi 20 bin doların üzerine çıkaracağız. Milli gelirimizi 2 trilyon doların üzerine çıkaracağız. İhracatımız 600 milyar doları aşacak. 7 yılda 8,5 milyon vatandaşa yeni istihdam yaratacağız. İşsizliği ve enflasyonu düşük tek hanelere indireceğiz. Ülkemizi ve insanımızı hak ettiği refaha kavuşturacağız. Nereye gideceğini bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar yardım edemez. Biz ülkemizi nereye götüreceğimizi, nasıl bir kaptana sahip olacağımızı çok iyi biliyoruz. 13. Türkiye Cumhurbaşkanı; ‘Tarafsızlık yeminine ihanet etmeyen, yeminine sadık’ bir Cumhurbaşkanı olacak. ‘Kral değil, kural’ diyen bir Başkan olacak. ‘Özgürlükleri yasaklayan değil koruyan’ bir Cumhurbaşkanı olacak. ‘Sadakata değil liyakate değer veren’ bir Başkan olacak. kalpler; Dehşet ve söylemlerle bölücü, bölücü değil, sevgi ve hakikatle birleşen bir Başkan olacak. ‘Ben değil biz istişareye inanırız’ diyen bir Cumhurbaşkanı olacak. Devleti bilen, hırslarını ve egosunu yenmiş Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, milletin kendisine verdiği büyük yetkiyi Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak için kullanacak ve ikinci yüzyılda yepyeni ve Güçlü Parlamenter Sistemi devreye sokacaktır. Cumhuriyetimizin. Bilge bir adam olacak. 13. Türkiye Cumhurbaşkanı; Altılı Tablo tarafından belirlenen aday olacaktır.
‘Geçmiş geçmişte kaldı. Gelecek bizi çağırıyor.’ 2023 yılında da bu çürümüş, yozlaşmış ve bitkin yönetimi her zaman geldiği yere göndereceğiz. Gecenin en karanlık anı şafağa en yakın andır. En uzun gece artık geride kaldı. En kötü yılı birlikte uğurlayacağız. Karanlığın aydınlığa çıkacağı günleri hep kucaklayacağız.”
“YENİ SEÇİM YASASININ YÜRÜRLÜĞE GEÇİRİLDİĞİ TARİHTEN SONRA ERKEN SEÇİM BAŞVURUSU YAPMADIK”
Öztrak, basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erken seçimle ilgili soruya Öztrak, “Nisan başına kadar erken seçim yapılmasını destekliyoruz. Ancak Nisan ayının ilk haftasından sonra erken seçim yapılmasını, yani erken seçim yapılmasını desteklemiyoruz.” siyaset mühendisliği işi olan yeni seçim yasasının yürürlüğe girmesinden sonra biz bu siyaset mühendisliğinin parçası değiliz aslında bu erken seçim niteliği taşımıyor erken seçim nedir erken seçim ne zaman yapılır Bir buçuk ay mı kaldı? Cumhurbaşkanının yetkisi var. İşte onlar kendi karınlarını kessinler” dedi.